top of page

Denizköy

Yeryüzündeki henüz kirlenmemiÅŸ cennetlerden...

Ä°zmir' in kuzeyinde bulunan Denizköy, Bademli ve Çandarlı arasındaki yer almaktadır. Ege Denizi'nin en güzel koylarından birinde kurulmuÅŸtur. Nüfusu yaklaşık 300 kiÅŸi olan köyümüz yaz aylarında günübirlikçiler, sessiz sakin tatil sevenler, kampçılar, zorlu rotalar isteyen bisikletçiler, fotoÄŸrafçılar ve köy yaÅŸamını sevenler tarafından tercih edilen bir sayfiyedir. Denizinin berraklığıyla ünlü köyümüzde doÄŸa yürüyüÅŸleri için bir çok parkur bulunmaktadır. Köyümüzün karşısında bulunan irili ufaklı adalar yerleÅŸime açık olmasa da görülmeye deÄŸer niteliktedir.

DENÄ°ZKÖY'ÜN ÇEVRESÄ°NDE BAÅžLICA GEZÄ°LECEK YERLER

Dikili

Dikili ilçesi doÄŸal ve antik güzelliklerin bulunduÄŸu; ilçe merkezinden denize girilebilen; uzun bir kumsal ÅŸeridi ile geniÅŸ bir sahil seçeneÄŸi sunan bir yerleÅŸim yeridir.YerleÅŸme çevresinde M.Ö. 10. yüzyıla tarihlenen antik ATERNEUS kenti ile PÄ°TANE (Çandarlı) kenti kalıntıları bulunur.
Dikili aynı adla anılan limanı ile hareketli bir gümrük kapısı durumundadır. Ä°zmir' e gelen turistlerin önemli bir bölümü Dikili'den giriÅŸ yapar. Bunların çoÄŸu yakında bulunan Bergama (Pergamon) kentinin tarihi-kültürel varlıklarını görmeye gelen günübirlik turistlerdir. Dikili antik dönemde Pergamon'un bir limanı durumundaydı. Bugünde aynı iÅŸlevini sürdürmektedir. 

Çandarlı (Pitane)

Dikili'nin güneyindeki Çandarlı Körfezi'nin kuzey kıyısında yer alan bir yerleÅŸim yeridir. Eoılı kenti olan Çandarlı'nın Akropukin'de gerçekleÅŸtirilen kazılarda "Myken KeramiÄŸi" M.Ö. 625-500 yıllarına dayanan vazolar, küçük yapıtlar ve arkaik heykel bulunmuÅŸtur. Bu eserler günümüzde Ä°stanbul ve Bergama arkeoloji müzelerinde sergilenmektedir. Çandarlı'nın 13 ya da 14. yüzyıllarda yapıldığı bilinen görkemli kalesi ülkemizin en iyi korunmuÅŸ kalelerinden biridir. 15.yy.'da Türkler tarafından yenilenen kale 1957 yılında onarılmıştır. Çandarlı (Pitane) yöresindeki söylenceye göre Amazon kadın savaÅŸçılar yöreye egemen olmuÅŸlar ve Pitane baÅŸta olmak üzere birçok kıyı kentinin kurucusu olmuÅŸlardır. Anlamı; kadın kenti, kraliçe kenti olan Pitane sözcüÄŸü de buradan gelmektedir. Pitane adından sonra Çandarlı'ya Türkler Asar ve Hisar gibi adlar vermiÅŸlerdir. Çandarlı ortaçaÄŸ döneminde önemini yitirmiÅŸ, Bizans ve Ceneviz güdümünde kalmış, Türk egemenliÄŸi altına girince kıyı kent olması nedeni ile pek ilgi görmemiÅŸtir. II. Murat'ın ünlü sadrazamı Çandarlı Halil PaÅŸa, Cenevizlilerden kalma köhne kaleyi yeniden yaptırmış ve kenti bayındır hale sokmuÅŸtur. Böylece Çandarlı Kalesi saÄŸlam ve korunaklı bir hal almıştır. O zamandan beri de Pitane adının yerini Çandarlı almıştır. BaÅŸka bir deyiÅŸle Çandarlı'nın isim babası Halil PaÅŸa'dır.

Karagöl Krateri

Dikili'den Bademli Mahallesi'ne ulaÅŸtıktan sonra, Bademli'den 7 km yukarıda kalan Merdivenli Köyü'ne 6 km uzaklıkta bulunan volkanik göl, doÄŸası ve ulaşım yönünden önemli bir yürüyüÅŸ ve gezi rotasıdır. Denizköy'den Karagöl üzeri Bademli Köyüne yaklaşık 18km doÄŸa yürüyüÅŸü rotası mevcuttur.

Nebiler Åželalesi

Dikili'den çok kısa bir yolculukla ulaşılabilen Nebiler Köyü’nde, ÅŸelalelerden maÄŸaralara, yaÅŸlı aÄŸaçlardan nehirlere uzanan bir doÄŸa bulunmaktadır. Nebiler Köyü ve Åželalesi, barındırdığı küçük ÅŸelaleleri ve düdeni ile birlikte sahip olduÄŸu yürüyüÅŸ parkurları ile özellikle genç turistlerin doÄŸa yürüyüÅŸü ve trekking aktiviteleri için ilgi odağı konumundadır.

aternaus.jpg

Aternaus Antik Kenti

Bergama-Dikili kara yolunun Dikili yol ayırımına yakın bir yerde (Ağılkale) bulunur. Aterneus Kalesi'nin yapım tarihi Pergamon'dan daha eskidir ve tunç devrine dayanmaktadır. 14 hektar alan üzerinde kurulmuÅŸ olan Dikili Aterneus Kalesi'nde bulunan en eski malzeme M.Ö. 1200 tarihine kadar gitmektedir. Münih Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi Jeofizik Uzmanı  Dr. Albrecht Matthaei baÅŸkanlığında yapılan yüzey kazılarında, kazılmadan yüzeyde ne varsa o ortaya çıkarılmıştır. Alanda seramik araÅŸtırmaları yapılarak buradaki kentin tüm kronolojisi bulunmuÅŸtur. Bu bulgulara göre; MÖ. 1200 yılından 2. yüzyıla kadar kentte kesintisiz bir yerleÅŸmenin olduÄŸu ve bundan sonra kentin terk edildiÄŸi, M.S. 13. yüz yıla kadar harabe olarak kaldığı, daha sonra buraya Bizansların geldiÄŸi anlaşılmaktadır. Kent M.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısında çok büyümüÅŸ ve kentin diÄŸer kentlerle iliÅŸkisi sınırlı, içine dönük olarak kalmış, kendileri ürettikleri malzemeleri kullanıp diÄŸer kentlerle alışveriÅŸ yapmamışlardır. Daha sonra ne olduÄŸu anlaşılamadan her yerden mal almaya baÅŸlamışlardır. Surların geniÅŸliÄŸinden kentin çok büyük olduÄŸunu anlıyoruz. Kentin ören yeri 177 m yükseklikteki Kaletepe üzerinde bulunmaktadır.  Dr. Matthaei, bu tepenin yamaçlarının evlerle dolu olduÄŸunu belirterek buranın M.Ö. 2. yüzyılda sivrisinek ve sıtma yüzünden terk edilmiÅŸ olabileceÄŸini, bu konuda jeomorfologların araÅŸtırma yaptığını söylemiÅŸtir. Ä°nsanlar buradan ayrıldıktan sonra burada harçsız yapılan surlar zamanla toprak hareketleri, doÄŸa olayları ile kendiliÄŸinden harabe haline dönmüÅŸ ve kayan topraklar ve taÅŸlar evlerin üzerlerini kapatmıştır. Helenistik dönemde yapıldığı için önemli bir yerdir ve Helenistik dönem bütün ayrıntılarıyla burada yaÅŸamaktadır.

bottom of page